sanalsözlük'te zaman zaman kelimesiyle ilgili ne demişler ?
bu kelimeyle ilgili sanalsözlük'te yaklaşık 8 sayfa içerik bulunmaktadır.
- her zaman, devamli, surekli..
- reklamlarda surekli kullanilan sozcuk-arcelik'le elele, daima ileriye
- ... ilhan irem'in "ilhan-ı aşk" albümünde yer alan nefis şarkısının adı.sevmiş miydim senialışkanlık mı yoksabaşlayan her şey biteranlarız nasıl olsasevmiş miydim senigit de sor sonsuzluğabaşlayan her yeni günve her gecedaimasoru sorma bana sorma n'olursoru sorma sevgileri sunbugün olmazsa yarın olurolur mu hiç bekliyorsunsoru sorma bana sorma n'olursoru sorma yanımda bulunbugün yarın öbür gün daimayanımda kal anlıyor musungörmüş müydüm seniherşey bir düş mü yoksaher gece aynı rüyane çıkar öyle olsahatırlatır senibir yaprak kıpırdasarüzgar esse yağmur yağsadün başka yarın başkasoru sorma bana sorma n'olursorular duvar olurgeçemeyiz geceden öteyesabahlar rüyada kalırsoru sorma bana sorma n'olursorular uçurumdurgeçemeyiz sevgiden öteyesevgi çağırır durur
- levent yukselin askla albümünden güzel bir sarki.
- (bkz: always)
- ilhan irem'in arada sırada dinlenmesi farz olan huzurlu şarkısı.
- sözleri*, bestesi* ve düzenlemesiyle* levent yüksel'in 2000 tarihli askla adli albümünde sivrilen, levent bey daha pes seslendirseydi de hem kulak yormasaydi hem de transpoze etmeden eslik edebilseydik dedirten sarkisi. her kösesi sahibini cagiran güzelim sözleri asagidaki gibidir:rüzgarlar eser oynar saclarinda titresir siir okur dudaklarinda öpüsün sarkimda hep o makamda ruhumun en gizli ciplakliginda mutlaka bir ariza var yüregimde yillari harcayan o hata bende sen giderken aglamadim o zaman iste simdi agliyorum ben ben seni sevdim daimaask diye yazdim kanima sustu yüregim zorlama var git allah askina
- türkcedeki en iddiali kelimelerden biri.
- festivalde gösterilen bir belgesel.paris j’etaime’deki öykülerden birinin uzun hali... muhteşem bir 2 saat.bir kere mezarlıkta geçiyor.. proust, chopin, modigliani, sanat, sonsuzluk üstüne... gayet açık büyüleyici olacağı.klasik müzik çalarken proust ve ölümsüzlükten bahsediliyor...üstelik fransızca. daha ne olsun.tek ufak nokta: son sahnesi hakikaten morrison’ın mezarı ile tek karede bitmeliydi.insanın içine işleyen bir belgesel olmuş.. (seneler önce aynısını aşiyan mezarlığı için düşünmüştüm, orhan veli, cansever, asaf dizeleri, tezer özlü, tanpınar cümleleri, münir nurettin selçuk müzikleri.. ama belgesel olarak tasarlamamıştım ben. iki kişinin tepede başlayıp kıyıda biten ve mezarlıkta geçen öyküsünü anlatmaktı düşüncem. iki kişinin tepede başlayıp kıyıda biten... tamamı mezarlıkta geçen öyküsü işte...yapılmış diyerek bir çizik daha atıyorum bir düşüncenin daha üstüne...) mezarların başlarındaki insanların genelde kadın oldukları büyük bir mezarlık zaten hayat da... çiçek suluyoruz şarkı söyleyerek, ağlayarak taşların başında...
- herseyden önce belgeselcinin tavrının çok rahatsız edici olduğunu belirtilmeli. röportaj yapılan kişiler ise tam tersine oldukça tatmin edici ve enteresan. bu kişilerin özellikle seçildiği gözlerden kaçmıyor. birçoğunun ortak özelliği, hayatlarının önemli bir bölümünü yönlendirenlerin ölmüş bu kişiler olması. yine de bu sahnelerde planlar bazen haddinden fazla uzun ve gereksiz. pére-lachaise üzerine yapılan bir belgeselin hollanda yapımı olması oldukça ilginç. oscar wilde, paris j'etaime’de bile daha fazla yer alıyor. kişisel olarak en büyük hayal kırıklığım ise film boyunca birkaç kez göz kırpmasına rağmen mezarlığın süper starı jim morrison’un atlanması. onun olmaması söz konusu olduğu için yılmaz güney’in, ahmet kaya’nın yokluğuna üzülemedim bile.